Ana içeriğe atla

İLK ESTETİK AMELİYATLAR...


       'İlk estetik ameliyat Nazilere karşı yapıldı'
2. Dünya Savaşı’ndan önce Dr. Jacgues Joseph, bazı Musevilerin belirgin burun şekillerini estetik ameliyatla değiştirerek onları Nazi katliamından kurtardı.
Günümüzde kadın-erkek birçok insan yüzüne güzel bir görünüm kazandıracak daha estetik bir burun için ameliyathanelerin yolunu tutuyor, bıçak altına yatıyor. Burun estetiği ameliyatlarının savaş yıllarındaki işlevinin ise çok farklı olduğunu belirten Estetik ve Plastik Cerrah Doç. Dr. Tayfun Türkaslan, modern fasiyal plastik cerrahinin babası olarak tarihte yer edinen Dr. Jacgues Joseph’in belirgin burun şekillerini estetik ameliyatla değiştirerek onlarca Museviyi Nazilerden kurtardığını söylüyor.

Dr. Jacgues Joseph’in yaptığı bu operasyonların burun estetiğindeki ilk ameliyatlar olduğunu belirten Doç. Türkaslan, burun tamiri ile başlayıp yüzle uyumlu, doğal görünüme ulaşan burun estetiğinin ilginç yolculuğunu ntvmsnbc’ye anlattı.

“Burun estetiğinin temelleri M.Ö.ye kadar uzanıyor. Bu dönemde Hindistan’da burun tamiri işlemi yapılıyordu. Bazı suçluların kesilen burnu, alından tasarlanarak alınan deri dokusuyla tamir ediliyor ve yeni bir burun yapılıyordu” diyen Türkaslan, bugün dahi geçerli olan bu yöntemin binlerce yıl önce bilinmesinin ve uygulanmasının dikkat çekici olduğunu söylüyor.

BURUN TAMİRİ HİNDİSTAN’DAN DÜNYAYA YAYILDI

İngilizlerin Hindistan’ı işgal etmesiyle burun tamiri dünyaya yayılıyor. Bir İngiliz doktoru bu uygulamayı görüyor ve İngiltere’de de başlatıyor. Ancak o ameliyatlar estetik amaçlı değil, sadece tamir amaçlı yapılıyor.

Burun ameliyatlarının 1. Dünya Savaşı’nda da tamir amaçlı yapıldığını belirten Türkaslan’ın verdiği bilgiye göre, burun tamirinden burun estetiğine geçiş sürecinde 2. Dünya Savaşı ve öncesinin önemli bir yeri var. Türkaslan, “Burun estetiği ilk kez Musevileri Nazilerden korumak amacıyla yapıldı. Hitler'in Musevilere karşı düşmanlık duygusunun başlamasıyla birlikte Cerrah Jocgues Joseph, Nazilerin tanımaması için bazı Musevilerin belirgin olan burun şekillerini estetik ameliyatla değiştirdi” diyor.

YEŞİLÇAM YILDIZLARI YAPTIRIYORDU

Yani bugün sağlıklı ve güzel bir burun için tercih edilen estetik ameliyatların ilk amacı hayat kurtarmaktı. Peki, Türkiye burun estetiği ameliyatlarıyla ne zaman tanıştı? Türkaslan’ın verdiği bilgiye göre, 1960’ların sonunda yurt dışına giden doktorlarımız Türkiye’yi plastik cerrahiyle tanıştırdı. Ancak ülkemizdeki ilk burun estetiği 70’li yıllarda yapıldı. Çünkü maddi olarak herkesin kolayca yaptıramayacağı bir operasyondu. Yeşilçam yıldızları ve dönemin sosyete camiasında bu uygulama bir statü sembolü olarak görülüyordu.

TEK AMAÇ BURNU KÜÇÜLTMEKTİ

O dönemde burun estetiği, sadece burun küçültmek olarak algılanıyordu. Estetik ameliyatların tek amacı küçük ve güzel bir buruna sahip olmaktı. Her hastaya standart yöntem olan kapalı burun ameliyatı tekniğinin uygulandığını belirten Dr. Türkaslan, “Oranlar çok dikkate alınmaz, doğal görüntü talebi olmazdı. Burunlar iyice küçültülür, eğrilikler varsa bunlar genellikle düzeltilmez, nefes alma sorununa dikkat edilmezdi. Ameliyat sonrası burun deliklerinin aşırı belirgin olması ve burun ucu düşmesi görülebiliyordu. Amaç sadece burnu küçültmekti. Genç yaştaki hastalara yapılıyordu. Revizyon burun ameliyatı imkânı da yoktu” sözleriyle o zamanki ameliyat prosedürünü özetliyor.

DOĞAL BURUN ANLAYIŞININ TEMELLERİ ATILIYOR

Burun estetiğindeki bu yaklaşım 90’lı yılların ortalarından itibaren değişmeye başlıyor. Hem ameliyat tekniklerinde hem de beklentilerde köklü değişikliklerin yaşandığı o dönemi Türkaslan şöyle aktarıyor: “Operasyonu yapan estetik cerrahların sayısı arttı. Burun estetiği 90’lı yılların ortalarından itibaren daha geniş bir kesimin yaptırabileceği bir estetik operasyon haline geldi. O yıllarda bugünkü doğal burun görüntüsü anlayışının temelleri atıldı. Ameliyatlar artınca doktorların tecrübesi de arttı. Tek başına burun küçültme ameliyatı anlayışı terk edilerek, burundaki fazlalıkların veya azlıkların yüzle estetik uyumu dikkate alınarak işlemler yapılmaya başlandı. Eğriliklere müdahale edildi. Hatalı sonuçları telafi eden revizyon ameliyatları yapıldı.

2000’Lİ YILLARDA TALEP PATLAMASI YAŞANDI

Artan doktor tecrübesiyle, 2000’li yılların başında kullanılmaya başlanan açık rinoplasti tekniğinin birleşmesi, hasta açısından da arzu edilen burun şeklinin ortaya çıkmasını sağladı. Genellikle kemikli, kemerli ve yüzle uyumsuz iri burun yapısından şikâyetçi olunduğunu dikkate alırsak, doğal görünümlü ve estetik olduğu fark edilmeyen burun tasarımı, memnuniyet ve talep patlaması yarattı.”

KAYGILARI ORTADAN KALDIRAN TEKNİK

Açık burun ameliyatının, burun estetiğine önemli avantajlar sağladığını vurgulayan Türkaslan, “Bu teknikle birlikte özellikle kaza sonucu, doğuştan ya da sonradan gelişen eğrilikler, burun ucu şekil bozuklukları gibi estetik sorunlar kolayca ameliyat edilebilir hale geldi, kalıcı sonuçlar alındı” tespitinde bulunuyor.

Günümüzde tüm dünyada benimsenen yapısal burun estetiği yaklaşımı doğrultusunda operasyonlar yapılıyor. Yaklaşım; hem estetik hem de fonksiyonel açıdan bütünlük ve uzun vadede stabil sonuçlar elde edilmesi esasına dayanıyor.



Açık ameliyat tekniği ile hastaları kaygılandıran komplikasyonların ve detayların ortadan kalktığına dikkat çeken Dr. Türkaslan, bu tekniğin birçok avantajı olduğunu söylüyor: “Hastalar, sıklıkla burnun kırılmasını, estetik olduğunun fark edilip edilmeyeceğini ve tamponu sorarlar. Kırdırılarak yapılan burun estetiği ve tampon uygulaması yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Yaş sınırının esnediği, ileri yaşlarda da bu estetiğin yapılabildiği duruma geldik. Artık burnun estetik olduğu anlaşılmıyor dahi. Nefes alma kanallarını açık tutarak fonksiyonelliğini koruyoruz. Ameliyat sonrası morarma, şişme sorunu azaldı ve iyileşme süreleri kısaldı. İlerde olabilecek burun ucu düşme ihtimali ortadan kaldırıldı.”

ERKEKLER DE BURUN ESTETİĞİ YAPTIRIYOR

Estetik burun ameliyatlarını artık kadınlar kadar erkekler de tercih ediyor. Doç. Türkaslan da, “Burun estetiğinde yakaladığımız başarı, erkekleri de bu ameliyata yöneltmiştir” diyor. 20 ile 40 yaş arası erkeklerde burun estetiğinin yoğunlaştığını söyleyen Türkaslan’a göre, üniversite öğrencileri ve hizmet sektöründe çalışan erkekler burun estetiğini daha çok yaptırıyor.

ESTETİK AMELİYAT YAPTIRMADAN ÖNCE BUNLARA DİKKAT

Burnundan şikayetçi olanların, yeni bir burun için estetik cerrahların kapısını aşındırmadan önce bazı kriterleri göz önünde bulundurmalarında fayda var. Hekimin daha önce yaptığı operasyon sonuçlarını görmek, mümkünse operasyon geçiren diğer hastalarla görüşmek, hekimin yaklaşımı ve tecrübesiyle ilgili bilgi almak, operasyon öncesi bilgisayarlı burun şekillendirme hizmetine dikkat etmek, sağlık merkezinin tam donanımlı ameliyathaneye sahip olup olmadığına dikkat etmek bunların başlıcaları.

Serin havalar genellikle burun estetiğinin iyileşme sürecinin sağlıklı olması açısından tercih ediliyor ama sıcak havalar da bu ameliyata engel değil. Ancak ameliyat planlamasını çok iyi yapmak gerekiyor, çünkü iyileşme süresi 6 ay ile 1 yıl arasında değişebiliyor.





Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜNYANIN EN ZEKİ İNSANI (William James Sidis)

William James Sidis (sidis: 1 Nisan 1898 - 17 Temmuz 1944), istisnai matematiksel yetenekleri ve birçok dilin hak iddia ettiği iddia edilen Amerikalı bir çocuktu. Kızkardeşi ölümünden sonra IQ'nun "şimdiye kadar elde edilmiş en yüksek" olduğu iddiasını doğrulamayacak bir iddia haline getirdi ancak Sidis'in gerçekten aldığı herhangi bir IQ testinin kayıtları tarih boyunca kayboldu. Harvard'a 6 yaşında girdi ve yetişkin olarak 40'ı aşkın dilde ve lehçe konuşmakta olduğu iddia edildi. Bununla birlikte, daha sonra bazı iddiaların abartılı olduğunu ve bir araştırmacının "çeşitli konularda birincil kaynakların doğruluğunu yaklaşık yirmi sekiz yıl araştırdığım ve daha önce hiç bu kadar doyurulmuş bir konuyu bulamadım" diye itiraf edildi. Efsaneler, yarı-gerçekler, abartılar ve diğer yanlış bilgi biçimleri William Sidis'in arkasındaki tarihte olduğu gibi Sidis ilk önce onun habercisi için meşhur oldu ve daha sonra tuhaflık ve kamusal yaşamdan çekilmek

BAHAİLİK(BAHAİ DİNİ)

   ( Farsça : بهائیت Bahá'iyyat , Arapça : بهائية Bahá'iyya ) insanlığın ruhsal birliğine odaklanan tek tanrılı bir din.   Bahai öğretisi üç ana temel üzerine odaklanır: yaradılışın kaynağı olan Tanrı'nın birliği , tüm önemli dinlerin aynı ruhani kaynaktan ve Tanrı'dan gelmesiyle dinin birliği ve tüm insanlığın eşit yaratılması, çeşitlilik içinde birlik ilkesi doğrultusunda ırk ve kültür farklılıklarının takdir ve kabul görmesi öğretisiyle insanlığın birliği Bahai öğretisine göre insanlığın görevi dua , içe bakış ve insanlığa hizmetle Tanrı'yı öğrenmek ve sevmektir. Bahailik 19. yüzyılda Bahaullah tarafından İran 'da kurulmuştur. Bahaullah öğretileri nedeniyle İran'dan Osmanlı İmparatorluğu 'na sürülmüş ve burada ölmüştür. Ölümünün ardından liderliği oğlu Abdülbaha devralmış ve dini İran ve Osmanlı topraklarını aşıp Avrupa ve Amerika'da yayılmaya başlarken zulme maruz kalan İran'daki mevcudiyetini ise sağlamlaştırmıştır. [3] Abülbaha&

"Raf makinesi" nedir?

"Rife machine",  Dr. Royal Raymond Rife tarafından keşfedilmiş bir araştırma aracıdır. Rife makinesi, bireyin sağlığını iyileştirmek amacıyla kişiye bazı şekillerde uygulanan ses ve / veya radyo dalgaları yayan elektronik bir cihazdır. Bu dalgaların yayıldığı hız 'frekans' olarak adlandırılır ve 'hertz' cinsinden veya saniye başına döngüler ölçülür. Deneyciler tarafından (hem pratisyen hem de özel kullanıcılar tarafından) kimyasal değişiklik yapmak için cesedi etkilemek için kullanılırlar. Deney terimini kasıtlı olarak kullanıyoruz, tam olarak bunun nedeni budur. Raymond Royal Rife Royal Rife, 20. yüzyılın en büyük bilimsel zihniyetlerinden biri olarak düşünülür. O, kanser ve diğer birçok hastalık için bir şifa bulan adam olarak sadece "titreşim enerjisini kullanarak" çalışmış olan "Çalışan Kanser Tedavisi" kitabında yer alıyor. Bir "Rife makinesi", sempatik titreşim ve rezonans ilkesinde çalışır; bu iki benzer nesne v